Şehr-ül Emin

Tarih 1 Nisan 2019…
Ve başkan makamında…
Sevinç yumağı… Hayırlı olsun ziyaretleri… Kutlamalar falan filan sürer bir ay.
Aleyhte çalışanların 40 takla attığı bir dönem başlar.
Kabuğa çekilmeler ve başkan olmanın ağırlığı başlar yavaştan…
Geçmiş şöyle bir hesaba çekilir.
Pat… Basın açıklaması.
Hüloggggg basın.
Başkan anlatır; “Borçlarımız var.” 
“Vaatler verdik ancak yapmamız zor gibi”
“Yine de biz elimizden geleni yapacağız”
“Projeler mi? Bakalım 5 yıla kim öle, kim kala”
“Kimler mi işe girecek? Vallahi bakalım ama kadroyu doldurmuşlar”
“Söz verdik ama… Bakacağız bir çaresine…”
***
Amannnn haaa…
Sakın! 
Sen böyle olma Şehr-ül Emin.
Sen seçim meydanlarında bunları yapanları zaten söyledin.
Sen böyle olma sakın!
***
Bence ilk işin geriye bakmak olmalı.
Mesela son 5 ayı içeren seçim çalışmanı gözden geçirmelisin!
Sonra vicdanını yoklamalısın!
Bu oylar vicdana mı, menfaate mi?
***
Kimi yalan, kimi gerçek bilemiyoruz.
Seçim meydanları, mitingler, ev toplantıları… Hepsi bitiyor işte.
Artık söz milletin.
***
Şahsım adına 1 Nisan sabahı vicdan azabı çekmek istemeyenlerdenim.
O nedenle bir seçmen ve hizmet görmek isteyen bir Kırıkkaleli olarak başkanlardan ricam olacak.
Lütfen çalıp çırpmayın!
‘Yalaka-Yandaş-Yanaşmacı’ politika izleyen müptezellere bulaşmayın!
Şehrinizi, memleketinizi öldürmeyin!
Beton yığınına çevirmeyin!
Üretim yapın! Toplumu kalkındırın!
***
Kimin geleceği değil, kimin çalıp çırpmadan hizmet yapacağı önemli.
Bu kadar halkın vebali var üzerinizde.
Alacağınız oyların hakkını verin!
Muhtelif yerlerde verdiğiniz proje vaatleri ile kanaat olarak tuttuğunuz ‘o notları unutmayın!’
Artık herkesin belediye başkanı olacaksınız!
Bağlı olduğunuz partinin ideolojisini ve rozetini seçim meydanlarında bırakacaksınız!
Bir zümreyi değil, herkesi kucaklayacaksınız!
***
Çünkü Şehr-ül Emin demek; özü de, sözü de bir demek.
Şehr-ül Emin demek; oyları emanet bilip, bu emanete ihanet etmeyen demek. 
Kısacası… 
Sana güveniyoruz, emin olmak istiyoruz Şehr-ül Emin.
İdare ederken; Hazreti Ömer gibi adil, Hazreti Ebubekir gibi sadık, Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olmalısın!
Değil mi Şehr-ül Emin?